Приветствую Вас, Гость! Регистрация RSS

Турецкие Стихи

Воскресенье, 19.05.2024

A.Hicri İzgören
SUSKUN
Susardın ve kar yağardı
Gözlerinde başlardı gece
Yarım kalmış kitaplarda biterdi.
Alnımızda bilenen kör bir bıçaktı zaman
Kırılmış aynalardı
Susardın, durmadan susardın
Ve kar yağardı
Ocak ağaran saçlarımdı
Şubat hayırsız bir evlattı, kaçaktı
Ve uzaktı yaz bir anaydı
Mart'ın izlerini taşırım bedenimde
Aynı masalın ikizleri gibiydi günler
Nisan saçlarımda ıslanırdı hep
Susardın, durmadan susardın
Ve yağmurlar başlardı
Çok bekletti bizi,
Hiç vaktinde gelmedi mayıs
Haziran Aram'dı ya da öyle biriydi
Temmuz bir düştü belki
Yaraları sarar gibiydi
Ağustos yıldızlarla basardı gecemizi
Bir gül suçüstü yakalanırdı
Eylül bir çocuğun çığlıklarıydı
Susardın, durmadan susardın
Ve rüzgârlar başlardı
Yolunu yitirmiş bir gezgin gibiydi ekim
Sürgünlere uğurlardık kendimizi
Kalan mı bizdik, giden mi
Bilinmezdi
Kasım rüzgârda bir yapraktı
Ve biraz ıtri
Kendi sesiyle irkilirdi
Aralık günlerin son neferi
Soluk bir düş geçse de
Hiçbir mevsim gözlerin kadar
Acımasız kullanmadı neşteri
Susardın ve kar yağardı

BİR ÖMÜR YETMEZ
Bahtı teninden yanık bir serencamdı
Bir ömrün bana giydirdikleri
Kaçamadım şerrinden şamarından feleğin
Daha tüysüz bir çocukken dilim dağlandı
Yasaklarla korumaya alındı bütün düşlerim
Ardımsıra kurallar devriyeler gezerdi
Başım üç numara traş trahomlu gözlerim
Babamın ters-yüz ceketi gibiydi hayat
Acısı bol bir ağıt gibi dururdu bedenimde
Ya da sokaklarıma dar gelirdi.
Parçalanmış bir aynada büyüttüm kendi kendimi
Kurşun eritilirdi başımda okunmuş sular içerdim
Boynumdaki muskaya havaleydi bütün hâllerim
Hem takdir hem tekdirlik bir mektepliydim on beşimde
Yağmurlar ve şarkılar kardeş gibiydi
Şarapla tanıştığım rüzgâra bulaştığım bir takvimdi
Hepsi bir şiirin eskizleriydi belki
Sonraki yaralarıma sargı bezleri
Ten çıra olmamıştı yazgım henüz bakirdi
Giz yüzle tanıştı sonra boynunu sıktı muska
Bir tren yolculuğunda bozdum bekâretini
Sonrası âhir zaman kahır mevsimi
Yenildiğim yıllardı kapılar kilitliydi
Rüzgârsız kaldım dilim paslandı otuzumda
Tezgahlarda boylu boyunca ertelendim yarına
Gözlerinin düsturuyla kırdım gecenin çemberini
Kaç arkadaş daha silindi kütüğünden
Notalara söz oldular şiirlerle kutsandı isimleri
Kırk kere bozmuştum tövbemi kırkıma geldiğimde
Sığınacak bir dergâhım da yoktu üstelik
Biraz daha büyütmüştüm yaramı
Bende gözlerin kaldı o şarkının sözleri
Bu biraz da kendimi seninle tanımlamak gibidir
Orda saklıdır dünyanın bütün hazineleri
Kutlu bir mirastır elbet
Bir ömür yetmez anladım
Yazmak için bütün senleri

ÇIĞLIK 
Bana kanlı mühürler kaldı 
O tarih tacirinden 
Uçurumlar çığlıklar ve ölüm tarifleri 

Bildiğim tüm masallardan topladım acıları 
Yakama iliştirdim 
Yaşamak dedim adına sığınaklar emzirdim 
Bütün sözcükleri yüzleştirdim ateşle 
Anlatamadım günlerin cehennemini 

Ajans haberlerinde kirleniyor insanlık 
Bütün sevinçler çarmıhta hızla yaşlanıyor 
Çocuklar 
Bozguna uğramış aşk düşürmüş bayrağını 
Geceler unutmuş sevişmeleri 

Tanrılara bulaştırmak için bu cinneti 
Deliyorum aşkın ambargosunu 
Yeniden yollara vuruyorum kendimi 

Teninden soyunsun artık çığlıklar 
Şimdiki zaman'a çekiyorum bütün fiilleri 
Bakışlarında köprüledim uçurumları 
Uyak olup düşüyorum dünyanın gözlerine 
Taze bir çığlığım artık bu kontra mevsiminde 
Herkesin biraz 'faili' olduğu 
'Meçhul' bir cinayetim şimdi 

Bana katliamlar kaldı 
O tarih tacirinden 
Ağıtlar sürgünler ve muhbir suretleri 

Bütün yenilgilerimi temize çektim 
Ölüm boy veriyor artık 
Düşlerimle suladığım topraklarımda 
Gözlerine ayarladım tüm imgeleri 

HÜSRAN SOKAĞI
Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum
Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi
Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına
Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli
Bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye
Saçlarımın ıslaklığından anlıyorum
Orda bir çocukluğun yağmuruna varılır
Yarpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz
Her sokak aslında bir patikadır
Yüzümde bir yama gibi duruyor zaman
Bütün aşkların kan grubu aynı olsa da
Ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı
Gözlerinin rengine uymaz intiharları
Zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı
Küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi
Güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu
Hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini

KANAYAN 

Şimdi o kente bilet kesmek 
Seni sevmekten zordur 

Dağladık sancıyan yanımızı 
Sulara verdik anıları 
Aşkı ve acıyı seçtik 
Diyarbekir kına kokan bir akşamdı 


İstedim adı ola olmadı 
İçerden işleyen bir yara 
Kanayan bir imge düştü payıma 


Şifresi çözülememiş bir haber gibi 
Uzak bir düş oldu ellerin 
Geceler uzadı dal üşüdü bitti şarkılar 
Yine yağmurlar var sen yoksun 
Daha kaç mevsim eskiteceğiz 

SÜRGÜN 

Bedeli ödenmiş vakte hüküm inmiştir 
Yüreğimden düşürmeden emanetini 
İşte koynumda fermanımla, yaralarımla 
Sana vurgun yemiş bir ten getirdim 
Al bir karanfille tutuştur beni 


Yağmurla ıslanmış bir merhabayla 
Yorgun bir yerinden deliyorum geceni 
Kundaklanmış bütün sığınaklarım 
Gözlerinden ince bir geçit arıyorum 
Al gecenin bir yerine yakıştır beni 

Bedeli ödenmiş katle hüküm biçilmiştir 
Kan-ter içinde depremler ortasında 
Bir şarkının peşinde geçti gençliğim 
Sakladığın bir mevsim vardır mutlaka 
Al cehennemine alıştır beni 

UZAK
Herkesin bir yağmuru vardır ve bir rüzgârı
Aşk biraz ıslanmaktır
Al götür beni o uzak yağmurlara
Herkesin bir şiiri vardır ve bir şarkısı
Aşk biraz çoğalmaktır
Al götür beni o uzak şarkılara
Herkesin bir akşamı vardır ve bir masalı
Aşk biraz yorulmaktır
Al götür beni o uzak akşamlara

YORGUN 

Ne zaman dağılsa sesim 
Şakağıma dayardın gözlerini 

Oysa adınla başlamak istedim bu akşama 
İstedim ki bir ayrılıkta bitmesin buruk 
Günlerdir bir tek dize düşüremedim 
Bu kaçıncı sürgünüm bütün renklerimi götürdün 

Kanayan bir öyküdür içimizdeki bozgun 
Hergün yeni bir hüznü takıp koluna 
Bütün saatleri acıya kuruyor sanki 
Şarkıların hüzzam makamındayız 
Kanıyoruz göçebe yollarda yılkı atlar 
Bir acı kahve hatırını unuttuk 
Her köşe başında bir maskara 

Tuzun ve şarabın tadı değişti 
Nasılsa eskidi yüzün -değişmedi gözlerin- 
Alevler yakmıyor artık inceltmiyor buzları 
Üstümüzde sağır ve dilsiz bir gökyüzü 
Her şey ayrıksı sanki bulutlar paslanacak 
İşte solan bozkır akşam ve zaman 
Sessizlik -sensizlik daha ne kadar 
-Aşksa aşk işte nabzım- 
Bütün sağnaklarını yağdır haydi yağdır 
İster bir cehennem aç ister bir mayıs getir 
Her vurguna hazırım nasılsa her şey pusuda gibi 

Bu bungun akşama yazdırarak adını 
Dal gibi serin yine gözlerin 


Категория: Турецкие стихи (Türk şiiri) (22.10.2013)
Просмотров: 1105 | Рейтинг: 0.0/0