Ne Söylesin Dil
Hani gırtlağa kadar gelmiş bir yürek haliyle Kurumlu bir baca gibi tıkanıp içe tüten Bütün yolları isli sırf söylenecek iki kelime Bir zehirle dolarda o ciğer, sen susarsın. Değme canıma ahıma saplı ömrüme ne'ş olup Koyduğun yere Ne göz alıştı, ne ten! Ne civarımda dolandı güneş Ne ay yüzümle barıştı. Ben sustum, susmak ne ki Son vuruşuna nabzımın fer gözümden çıkana dek Boğuldum arktik çıkışlarında! Hani o fırsat bilen acımasız bir sırtlan gibi Leşime çökecek bir yaban, bir hayırsız Desturu çoktan kesilmiş maveraya İn’in de bir nebze insanlık kalmamış Ne söylesin dil! Senin ne kulağın duyar, ne anlar olmayan yürek. Vehmin de dolansa nice aç o ucube gözler Zamanı kalmayan sabırsız bir avuç canları Astarına dolanmış, dikişleri çürük ve paçavra Bir dirheme gelmez o ağırlıkları Öyle ucuz dillerin sözüne gel, sen beni bırak! Garip olunca gönül idamı sessizlik Hükmü süresiz acılara gark olmuş Akıl gaybta gezen ümitsiz bir deli Nice hasedin kasvetinde yok olmuş. Ben sustum, susmak ne ki Son vuruşuna nabzımın fer gözümden gidene dek Boğuldum arktik çıkışlarında Hani o fırsat bilen acımasız bir sırtlan gibi Leşime çökecek bir yaban, bir hayırsız Desturu çoktan kesilmiş maveraya İn’in de bir nebze insanlık kalmamış Ne söylesin dil! Senin ne kulağın duyar, ne anlar olmayan yürek. Altan İlhan Arslan
| |
Просмотров: 966 | |